Osmanlı’ya Karşı Kozanoğlu İsyanı Alevi Değil Türkmen İsyanıdır


Rıza Aydın

ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, Dadaloğlu’nun türkülerinden tanıdığımız Kozanoğlu İsyanının önderi olan bir Türkmen oymağının ferdiydi.

Hayri Kozanoğlu, bir programda Alevi kökenli tek genel Başkan benim diyene kadar, ne Genel Başkanımızın Alevi olduğunu ne de Kozanoğlu İsyanının Alevilikle alakalı olduğunu düşünmemiştim.

Kozanoğlu isyanının öncüsü olan oymak Aleviydi ama bu isyan bir Alevi isyanı değildi.

Yerinden yurdundan zorla sürülüp, iskân edilmeye çalışılan Türkmen oymakları, Osmanlının baskısına dayanamayıp sonunda, “Ferman padişahınsa, dağlar bizimdir” diyerek isyan etmişlerdi ama bu isyanın temel dinamiği din değil sosyal yaşamdı.

Yani, İsyan edenler Aleviydi ama bu isyan bir Alevi isyanı değildi; Türkmenler Osmanlının baskısına dayanamayıp, bıçak kemiğe dayanınca, sonuç olarak “Ferman padişahın dağlar bizimdir” demişlerdi Dadaloğlu’nun ağzından.

Bu isyan, Avşar Ellerindeki Türkmenlerin Osmanlı zulmüne karşı bir başkaldırısıydı; bundan dolayı da isyana katılanların Alevi oldukları, pek gün yüzüne çıkmadı.

İşin aslına bakarsanız, tarihteki Alevi isyanı diye bilinen, cumhuriyet döneminde bize böyle anlatılan, Baba Zünnün İsyanı ile Başını Kalender Çelebi ile Dulkadiroğlu beyi Deli Dündar’ın çektiği isyan da böyledir.

Dulkadiroğlu Devleti, Başşehri Kahire’de olan Kölemen (Memluklu) Devletine bağlı olarak Anadolu’da kurulmuş bir devletti.

Resmiyette 185 yıl yaşadığına inanılan Dulkadiroğlu Devletine ruhunu veren oymağın, çok köklü bir geçmişi vardı. Dulkadiroğlu Devleti 1522 yılında Osmanlı Devletince ilhak ediliyor; Osmanlı Devleti ne kadar devletse Dulkadiroğlu devleti de o kadar devlettir; Osmanlı Beyliği ne kadar Beylikse, Dulkadiroğlu Beyliği de o kadar beyliktir.

Tarihlere dikkat edelim.

Dulkadiroğlu ülkesi 1522 yılında ilhak edilince, Dulkadiroğlu Beyzadeleri bu ilhaka karşı örgütlenip 4 yıl sonra yani 1526’da isyan ediyorlar. Bu isyan da Ülkeleri yani kendi tabirleri ile söylersem “Elleri ilhak edilen Dulkadiroğlu Beyzadeleri ilhaka karşı başkaldırıyorlar.” Ülkesi işgal edilenin, işgale karşı direnmesi mesela isyan etmesi haktır. Cumhuriyet dönemi tarihçileri, işgale karşı haklı bir direniş olan bu halk hareketlerinin haklılığını gölgelemek için, bunu Türkmenlerin haklı direnişi dememek için Alevi isyanıdır diye anlattılar. Niye, çünkü Osmanlı döneminde aşağılanan, horlanan bir etnik grup olan Türkmenler, cumhuriyet döneminde değerli hale gelmişlerdi, bunun İçin Türkmen isyanı oldu, Türkmenler kılıçtan geçirildi demek yerine Aleviler dedelerinin sakalı kesildi diye isyan etti, Osmanlılar da onlar için kılıçtan geçirildi demişlerdir. Şimdi tarihe ayna tutar gibi, olanı olduğu gibi söylemek zamanıdır.

1526’da Baba Zünnün isyanının başladığı dönemde, Osmanlı devleti de Macaristan’ı işgal etmekle meşguldü.

Bu dönemde yaşayan, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim ile Kanuni’nin Divan kâtipliğini yapmış olan Celalzade Mustafa Çelebi, “Muhteşem Çağ” adıyla günümüzde yayımlanan, “Tabakatü’l -Memalik ve Derecâtü’l Melasalık” adlı kitabının, “Bozok hadisesi ve bunun doğurduğu İsyanlar” başlıklı bölümde bu isyanı anlatırken hep “Türkmenler isyan etti” bizde “Türkmen hadisesini bitirdik” der.

“Muhteşem Çağ” adıyla günümüzde yayımlanan kitabında Celalzade Mustafa Çelebi şöyle bir tespitte bulunuyor: “Asilerin en dişlileri, Dulkadiroğullarından Zünnün Baba ve Süklüm boyu reisi Musa idi.”

O çağın tanığı olan, Osmanlı padişahın divan kâtibi Celalzade Mustafa Çelebi, isyanı anlatmayı şöyle sürdürüyor:

“Türkmenler, İskender Bey’e karşı çıkınca, İskender Bey, sahte ricat ederek pusu tarafına çekildi. Ne fayda ki pusuda bulunanlar, İskender beyin bu aldatıcı çekilişinden maksadın ne olduğunu anlayamayarak hemen pusudan kalkıp kaçtılar. Asi Türkmenler bunların takibine koyuldular ve İskender Bey’in kuvvetleri üzerine saldırarak dört yüz eri şehit ettiler.”(sayfa, 130). Bunu kıyaslamanız İçin şu bilgiyi de verelim, Celalzade Mustafa Çelebi bütün Macaristan’ı işgal ettiklerinde 150 askerlerinin şehit olduğunu yazar. Bütün Macaristan’ı işgal edince 150 askerleri şehit oluyor ama Türkmenlerin isyanında ilk çarpışmada 400 askerleri şehit oluyor; durumu siz kıyaslayın.

Baba Zünnün İsyanı gibi, bundan bir yıl sonra başlayan, Başını Kalender Çelebi ile Dulkadiroğlu Beyi, Deli Dündar’ın çektiği isyanda, özünde Elleri işgal edilen Dulkadiroğlu Ülkesinin işgaline karşı doğal bir tepkiydi. Bunlara Alevi isyanı demek yerine olduğu gibi anlatılıp, elleri işgal edilen Türkmenlerin, işgale karşı haklı bir başkaldırıydı diye anlatılması gerekir. Ben Çelebiler Zamanı adlı kitabımda bunu aynen böyle anlattım. Benim için teori, doğada ya da toplumda olan bir şeyi, -ona hiçbir şey katmadan- olduğu gibi aksettirme sanatıdır.

Bu yazıma vesile olan türkü de Kozanoğlu İsyanını anlatan bir türküdür ama siz bu türkü ile yetinmeyip Muharrem Ertaş’ın söylediği “Kalktı göç eyledi Avşar elleri, ağır ağır giden eller bizimdir” diye başlayan Dadaloğlu’nun türküsünü de dinleyin derim. Kozanoğlu İsyanı tarih kitaplarından önce türkülerde anlatılmıştır çünkü.

Yorum bırakın